Belçika hapishanelerinde açlık krizi: Aşırı yoğunluk mahkumlara yeterli yemek vermeyi engelliyor


Adalet Bakanı Verlinden, “Cezaevleri alarm veriyor, bütçeler enflasyona yenik düştü” diyerek hükümete acil çağrıda bulundu
Belçika hapishanelerinde açlık krizi: Aşırı yoğunluk mahkumlara yeterli yemek vermeyi engelliyor

Belçika hapishanelerinde açlık krizi: Aşırı yoğunluk mahkumlara yeterli yemek vermeyi engelliyor

Adalet Bakanı Verlinden, “Cezaevleri alarm veriyor, bütçeler enflasyona yenik düştü” diyerek hükümete acil çağrıda bulundu

Belçika hapishanelerinde son aylarda yaşanan aşırı doluluk, artık yalnızca yaşam koşullarını değil, mahkumların en temel hakkı olan beslenmeyi de tehdit ediyor. Giderek büyüyen kriz nedeniyle bazı cezaevlerinde mahkumlara yeterli porsiyon yemek verilemediği, hatta bazı durumlarda sıcak yemeklerin eksik çıktığı bildirildi.

Adalet Bakanı Annelies Verlinden (CD&V), durumu “sürdürülemez” olarak nitelendirerek hükümete acil ek bütçe çağrısı yaptı. Verlinden, cezaevlerinin mahkum başına günlük yalnızca 5 Euro gibi sınırlı bir bütçeyle üç öğün yemek çıkarmak zorunda kaldığını belirterek, “Bu miktar artık asgari standartları bile karşılamıyor. Hem gıda kalitesi hem de miktar yetersiz. Bu durum hem mahkumlar hem de personel için ciddi bir kriz oluşturuyor” ifadelerini kullandı.

Aşırı Yoğunluk, Gıda Krizini Derinleştiriyor

Belçika genelinde 35 cezaevinde toplam 13.156 mahkum bulunuyor. Ancak ülkenin toplam kapasitesi yaklaşık 11.000 kişiyle sınırlı. Bu da ortalama yüzde 20 oranında aşırı doluluk anlamına geliyor. Hasselt Cezaevi gibi bazı kurumlarda ise bu oran yüzde 40’ın üzerine çıkmış durumda.

Hapishane

Kapasite

Mevcut Mahkum

Aşırı Yoğunluk Oranı

Hasselt

450

640

Yüzde 42

Ülke Geneli

~11.000

13.156

Yüzde 20

Cezaevlerinde kişi sayısının hızla artmasına karşın bütçelerin hala teorik kapasiteye göre hesaplanması, sistemde büyük bir dengesizlik yaratıyor. Üstelik gıda bütçeleri enflasyona endeksli olmadığı için yıllar içinde reel değerini kaybetti. Sosyalist sendika ACOD temsilcisi Robby De Kaey, durumu “Kafkaeski” olarak tanımlayarak şu ifadeleri kullandı: “200 ila 300 mahkum fazlası olan bir cezaevinde, aynı bütçeyle üç öğün yemek çıkarmak mucize yaratmak demek. Mutfağın personeli adeta imkânsızı başarmaya çalışıyor.”

Personel Üzerinde Ahlaki Baskı Artıyor

Yemek krizi sadece mahkumları değil, cezaevi çalışanlarını da zor durumda bırakıyor. Gardiyanlar, her vardiya sonunda yemeklerin yetersiz kalmasından ötürü ciddi vicdani baskı yaşadıklarını ifade ediyor. De Kaey, “Hiçbir çalışan, bir mahkuma ‘Üzgünüm, yemek bitti’ demek istemez. Ama birçok kurumda artık bu cümle rutin hale geldi” diyerek yaşanan insani boyuta dikkat çekti. Hasselt Cezaevi Müdürü Anca Wauters, aşırı yoğunluğun gıda krizinin ötesine geçtiğini belirterek, “Kalabalık ve açlık, şiddet olaylarını tetikliyor. Geçen hafta bir kavga sonrası dört gardiyan yaralandı” açıklamasında bulundu.

Protestolar ve Reform Çağrıları Büyüyor

Ekim ayı başında cezaevi müdürleri ve personeli, “Aşırı yoğunluk güvensizdir — bugün bizim için, yarın sizin için” sloganıyla ülke çapında iş bırakma eylemi düzenledi. Gösterilerde, her yeni mahkumun gelişiyle birlikte iki mahkumun serbest bırakılması gerektiğini savunan af talepleri dile getirildi. Ağustos 2025’te yürürlüğe giren ve beş yıl süreyle geçerli olacak “acil durum yasası”, 6 aya kadar olan kısa süreli hapis cezalarının ertelenmesini ve şartlı tahliye sürelerinin kısaltılmasını öngörüyor. Ancak sendikalar, bu önlemlerin yalnızca geçici bir rahatlama sağlayacağını düşünüyor.

2030’a Kadar 2.037 Yeni Cezaevi Yatağı Planlanıyor

Adalet Bakanı Verlinden, uzun vadeli çözüm için 2030 yılına kadar 2.037 ek hapishane yeri oluşturmayı hedeflediklerini açıkladı. Bu plan kapsamında mevcut bazı cezaevlerinin yenilenmesi ve Brüksel, Anvers, Namur gibi şehirlerde yeni tesislerin inşası planlanıyor. Projenin toplam maliyetinin 1 milyar Euro’yu aşacağı tahmin edilirken, uzmanlar bunun “kalıcı değil, geçici bir çözüm” olabileceğini vurguluyor. Zira Belçika, Avrupa’da kişi başına en fazla mahkum düşen ülkeler arasında yer alıyor ve cezai politikalar hâlâ rehabilitasyondan çok cezalandırmaya odaklı.

Açlık Krizi Bir Uyarı Sinyali

Uzmanlar, Belçika’daki hapishane sisteminin “insani sınırları zorladığı” konusunda hemfikir. Gıda krizinin, sistemin bütünüyle tıkandığının sembolü olduğunu belirten analistler, hükümetin yalnızca kapasiteyi değil, cezai politikaları da gözden geçirmesi gerektiğini savunuyor. Belçika Adalet Bakanlığı ise şu anda acil bir bütçe değerlendirmesi yürütüyor. Önümüzdeki haftalarda Federal Parlamento’da gıda bütçelerinin artırılmasına yönelik ek ödenek paketinin gündeme gelmesi bekleniyor.

Halil Uygun

Etiketler:





Bu site çerez kullanıyor. Siteye göz atmaya devam ederek çerezleri kullanmamızı kabul etmiş oluyorsunuz. Şartlar ve Koşullar