"Artık sonu gelmeyen tartışmalarda kaybolursak, insanlığımızdan oluruz"
Gazze'den dönen Sınırlar Tanımayan Doktorlar (Médecins Sans Frontières - MSF) gönüllüsü Caroline Willemen: "İnsanlar çocuklarına Gazze'deki çocukların bombalandığını, açlık çektiğini anlatsın"
"Artık sonu gelmeyen tartışmalarda kaybolursak, insanlığımızdan oluruz"
Gazze'den dönen Sınırlar Tanımayan Doktorlar (Médecins Sans Frontières - MSF) gönüllüsü Caroline Willemen: "İnsanlar çocuklarına Gazze'deki çocukların bombalandığını, açlık çektiğini anlatsın"
Sınırlar Tanımayan Doktorlar gönüllüsü Caroline Willemen, Gazze'de tanık olduğu insanlık dramını anlattı. Siyasetin sonu gelmeyen tartışmalarla kaybolduğunu belirten Willemen, "Ne olması gerekiyor? Bizi ciddiye almaları için daha kaç kez 7 Ekim'de olanların kabul edilemez olduğunu tekrarlamalıyız?" diye sordu.
Sınırlar Tanımayan Doktorlar Belçikalı yardım görevlisi Caroline Willemen, Gazze'deki insani krize dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Gazze'den yeni dönen Willemen, İsrail-Filistin savaşı konusunda siyasetin kendini sonu gelmeyen, döngüsel tartışmalara kaybettiğini ve bu durumun insanlığın terk edilmesi anlamına geldiğini söyledi.
Willemen, açıklamalarıyla tepki çeken Flaman Bölge Hükümeti Başbakanı Matthias Diependaele'e (N-VA) de yanıt verdi. Diependaele, geçen hafta Flaman Parlamentosu'nda yaptığı konuşmada, kimin "daha büyük aşağılık" olduğunu çocuklarına açıklayamadığını söyleyerek, "Çocuklara ateş eden mi, yoksa kendini gizleyip çocukları insan kalkanı olarak kullanan mı?" ifadelerini kullanmıştı.
Willemen, "Nüans her zaman faydalıdır, ancak ben sadece gördüklerimi söyleyebilirim" diyerek sözlerine şöyle devam etti: "İnsanlar çocuklarına ne anlatacaklarını merak ediyorlarsa, lütfen onlara Gazze'deki çocukların bombalandığını, açlık çektiklerini, yiyecekleri olmadığını ve suya erişimden yoksun olduklarını anlatsınlar. Gördüğümüz şey bu."
"Bizi Ciddiye Almak İçin Daha Ne Olması Gerekiyor?"
Willemen, yaşananların ciddiye alınması için daha ne gerektiğini sorguladı: "İçinde bulunduğumuz durumda daha ne kadar nüans aranıyor? Bizi, olan bitenin geri kalanı konusunda ciddiye almaları için daha kaç kez 7 Ekim'de olanların elbette kabul edilemez olduğunu tekrarlamak zorundayız? İnsanlar, kendimizi bu sonu gelmeyen, döngüsel tartışmalara kaptırarak aslında insanlığımızdan vazgeçtiğimizi nasıl göremiyor?"
"9 Yıldır İlk Kez Bir Soykırımın Sonucunu Gözlerimle Gördüm"
Willemen, Gazze'de yaşananları "soykırım" olarak nitelendirmenin nedenini ise şu sözlerle açıkladı: "MSF olarak her zaman gördüklerimiz hakkında konuşuruz. Elbette hukuki uzmanlar değiliz ve bazen gördüklerimizden bahsetmek politik bir açıklama olarak görülebiliyor, ancak aslında öyle değil. Gazze'de gördüğümüz şey; bombalanan, vurulan, yiyecekten mahrum bırakılan, yiyecek aramaya gittiklerinde vurulan, suya erişimi olmayan insanlar ve bombalarla yerle bir edilmiş bir sağlık sistemi. Buna soykırımdan başka ne diyeceğiz?"
Gazze Şehri'nin batı kesiminde çalışan Willemen, "Orada hiç kimse güvende değil" ifadesini kullandı. Filistinli meslektaşlarının gecenin bir yarısı bombalamalar yaklaştığında çıplak ayakla çocuklarını alıp kaçmak zorunda kaldıklarını anlatan Willemen, "Kendileri de açlık çekerek işe geliyorlar. Dokuz yıllık MSF kariyerimde bunu hiç görmemiştim" dedi.
"Görüntüler Kesinlikle Gerçeği Yansıtıyor"
Gazze'deki açlıkla ilgili medyada çıkan görüntülerin "kesinlikle gerçeği yansıttığını" vurgulayan Willemen, "Çok ciddi vakalarda sadece yemek yedirmek artık işe yaramıyor, çok özel bir bakıma ihtiyaçları var. Kendimiz de bir yetersiz beslenme programı yürütüyoruz ve mayıs ile ağustos ayları arasında hasta sayısı beş kat arttı. Bu, her gün yaşanan gerçeklik" diye konuştu. Tüm bu insani dramın ortasında Willemen, hayatında hiç bu kadar insanlık görmediğini de sözlerine ekledi: "Her gün orada olan Gazzeli sağlık çalışanları, kapımın karşısındaki inşaatta yaşayan ve her sabah 'Nasılsın Carolina?' diyen küçük çocuklar... İşte Gazze'nin geleceği onlar."
Halil Uygun